Türkiye Göktaşlarının Mineralojisi
MTA Dergisi 111 , 89-100, 1990 TÜRKİYE'YE DÜŞEN BAZI METEORİTLERİN MİNERALOJİSİAhmet ÇAĞATAY* ve İbrahim ÇOPUROĞLU*
ÖZ.—
Bu çalışmada Türkiye'ye düşen üç meteoritin mineral bileşimleri, yapısal ve dokusal özellikleri incelenmiştir. Şeyhhalil meteoriti (Sivas-Yıldızeli) ile Bursa meteoriti mineral parajenezleri, doku ve yapıları bakımından birbirlerine benzerlik göstermektedir. Her iki meteoritin müşterek silikat mineralleri; ortopiroksen, olivin, plajiyoklaz, serpantin, talk, serisit ve kil mineralleri olup, müşterek cevher mineralleri ise; kamasit (düşük nikel alaşımlı demir), troilit, kromit, taenit (yüksek nikel içerikli demir), nabit bakır, ilmenit, makinavit ve limonittir. Sünger yapılı Şeyhhalil meteoriti içerisinde aynca çok az ve eser miktarlarda kalkopirotin, rutil, vitlokit (merrilit) ve apatit izlenmektedir. Bu iki meteorit, mineralojik bileşimlerine göre, silikattan cevher minerallerinden fazla olan "siderolit" grubuna girmektedir. Bursa meteoriti, daha az cevher mineralleri içerdiğinden muhtemelen kondritlerin H—5 veya II-6 grubuna girebilir. Buna karşın Ağrı meteoriti ise demir-meteoritlerinin "oktahedrit" grubuna girmekte ve kamasit, taenit ve plessit gibi üç değişik nikelli demir türü yanında, az miktarda troilit içermektedir.
GİRİŞ
30 Ekim 1989 günü saat 16-16:30 arasında Sivas'ın yaklaşık 90 km batısındaki Yıldızeli ilçesinin Şeyhhalil köyü yakınlarına düşen meteoritin ufak bir parçası bir süre sonra MTA Sivas Bölge Müdürlüğü tarafından, MTA Genel Müdürlüğü, Maden Etüt ve Arama Dairesi Başkanlığının Etüt Lâboratuvarlarına gönderilmiştir. Bu meteorit parçasından yaptırılan ince ve parlak kesitlerden, meteoritin mineral bileşimi saptanmaya çalışılmış, daha sonra da bu minerallerin mikroprob analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar esnasında Ergün Kaptan'dan MTA Genel Müdürlüğü, Tabiat Tarihi Müzesinde, daha önce Türkiye topraklarına düşen başka meteoritlerin varlığı öğrenilmiştir. Mineralojik incelemeleri yapılmamış olan bu örneklerin, bir yüzeyleri parlatılarak cevher mikroskop incelemeleri yapılmıştır. Bu meteoritlerden biri 1981 yılında Ağrı ili sınırları içerisindeki Akyumak mevkiine, diğeri ise 1948 yılı içerisinde, Bursa ili yakınlarına düşmüştür (Ozaner, 1989). Bunlardan Ağrı meteoriti daha önce Kaynak (1984) ve Ceylan (1987) tarafından incelenmiştir. Bursa meteoritinin termoluminesans özellikleri ve yaş analizleri ise Göksu ve diğerleri (1975) tarafından yapılmış- tır. Aynca 1970 li yıllarda, Ege Bölgesinde ağırlığı 75 kg olan demir meteorit bulunmuştur (Ergün Kaptan, sözlü görüşme ve Ozaner, 1989). Bu meteorite ait numune elimizde olmadığı için, çalışma kapsamına alınamamıştır. Bu çalışmanın esas amacı, Şeyhhalil köyüne (Sivas-Yıldızeli) düşen meteoritin ayrıntılı bir mineralojik incelemesini gerçekleştirmektir. Bununla birlikte daha önce Türkiye'ye düşen Ağrı ve Bursa meteoritlerinin mineralojilerine de kısaca değinilecektir. Ayrıca mineral parajenezi bakımından birbirlerine çok benzeyen Şeyhhalil meteoriti ile Bursa meteoritlerinin, mineralojik bileşimleri, yapı ve dokuları karşılaştırılacaktır.
ŞEYHHALİL METEORİTİ
Bu meteorit Şeyhhalil köyünün çok yakınına düştüğünden, olaydan hemen sonra bulunabilmiştir. Meteorit yere düşerken arkasında bir karartı bırakmış ve top patlamasına benzer şiddetli bir gürültü çıkarmıştır. Bu gürültü meteoritin düştüğü yerden yaklaşık 15 km uzaklıktan duyulmuştur (Ozaner, 1989). Şeyhhalil meteoriti 30x25x30 cm boyutlarında ve 40 kg ağırlığındadır. Düştüğü yerde yaklaşık 80 cm çapında ve 20 cm derinliğinde bir çukur açmıştır. Meteoritin yere çarpan ön yüzü pürüzsüz, arka yüzü ise ergiyip yeniden katılaşan, koyu renkli, ince bir kabukla sarılmıştır. Kabuk üzerinde yüksük biçiminde çıkıntılar vardır(Şekil a ve b).
MİNERALOJİSİ
Şeyhhalil köyü meteoriti sünger şeklinde boşluklar içermekte olup, boşlukların alanı, meteoritin tüm alanı- nın yaklaşık %25-30 u kadardır (Levha I, şek.l). Bu boşluklar nedeniyle Şeyhhalil meteoritinin özgül ağırlığı, mineral bileşimine göre tahmin edilenin çok altında olan 3.59 g/cm3 gibi bir değerdir. Minerallerin kapladığı %70-75 lik alanın yaklaşık %40-50 si silikat minerallerinden, %25-30 u da cevher (opak) minerallerinden oluşmaktadır. Buna göre Şeyhhalil köyü meteoritinin silikat mineralleri cevher minerallerine göre daha fazladır. Bu tür meteoritler Fritz (1957) ve Jung'a (1960) göre meteoritler sınıflamasında "siderolit" grubu olarak adlandırılmıştır. Şeyhhalil köyü meteoritinin silikat ve fosfat mineralleri çoğunluk sırasına göre; ortopiroksen (bronzit), olivin (fosterit bileşimine yakın), plajiyoklaz (oligoklaz-andezin bileşimine yakın) ve eser miktarlarda vitlokit ile apatitten oluşmaktadır. Cevher mineralleri ise, kamasit (düşük nikel içerikli demir), troilit, kromit, taenit (yüksek nikel içerikli demir), kalkopirotin, ilmenit-rutil, nabit bakır, makinavit ve limonittir.
Silikat ve fosfat mineralleri
Ortopiroksen.— En fazla izlenen silikat mineralidir. Meteorit mineral parajenezi içerisinde olivinden sonra oluşmuş en yaşlı mineraldir. Bu nedenle diğer mineraller tarafından ornatılmaktadır. Ortopiroksenler genellikle ufak, ince prizmatik çubuk şekilli, düzensiz kristal veya kristal topluluklarından oluşmaktadır. Çubuk ve iskelet şekilli ortopiroksenler yer yer dilinimleri boyunca nikelli-demir tarafından ornatılmışlardır (Levha I, şek.2). Ortopiroksenlerin bir kısmı ise ani soğumadan dolayı, cüruf ve bazı bazaltlarda izlendiği gibi iskelet şekillidir.
Ortopiroksenler optik iki eksenli pozitif özelliklerinde olup, 2V açısı 80° olarak ölçülmüştür. Bunlar kenar ve dilinimleri boyunca çok az serpantinleşme ve talklaşma göstermektedir.
Ortopiroksenlerin 19 ayrı noktasının mikroprob analiz sonuçlan Çizelge la da verilmiştir. Bu analiz sonuç- larına göre ortopiroksenlerin kimyasal formülü şu şekilde hesaplanmıştır: (5Mg. Fe. Cr. Mn) (6SiO2 ), demir magnezyum oranlan ise Fe80Mg20 dir. Aynca bu analiz sonuçlan ortopiroksenlerin bronzit bileşimine daha yakın olduğunu göstermektedir (Şek.2).
Olivin.— İyi kristalleşmiş olup örgü dokulu kırık ve çatlaklar içeren ufak kristallerden oluşmaktadır. Bazı olivin kristallerinde (010) dilinim yüzeyleri belirgin şekilde izlenmektedir. Olivin kristalleri kenar, dilinim ve çatlaklan boyunca çok az serpantinleşmiş ve bunun sonucu manyetit açığa çıkmamıştır.
Optik çift eksenli negatif özellik gösteren olivinlerin 2V açılan yaklaşık 80° olarak ölçülmüştür (Şek.3).
Olivinlerin 15 ayrı noktalarının mikroprob analiz sonuçlan Çizelge 1b de verilmiştir. Bu analiz sonuçlarına göre olivinler fosterit bileşimine daha yakındır (Şek.3). Bunlann kimyasal formülü ise şu şekilde hesaplanmıştır; (4Mg.Fe ) (2SiO2 ), magnezyum demir oranlan (% Mol) Mg75Fe25 dir.
Plajiyoklaz.— Ortopiroksen ve olivinlerin aralarında ufak kristaller şeklinde az miktarda bulunmaktadır. Bunlar yer yer eser miktarlarda killeşmiş ve serisitleşmişlerdir.
Plajiyoklazların 9 ayrı noktalarının mikroprob analiz sonuçlan Çizelge lc de verilmiştir. Buna göre plajiyoklazlann kimyasal formülü şu şekilde hesaplanmıştır; 3Na.Ca(4A1.24SiO2), plajiyoklazlar içerisindeki Ca ile Na oranlan ise Ca33Na67 şeklindedir (Şek.4).
Vitlokit(merrilit)— Ortopiroksenlerin ve olivinlerin içerisinde ve aralarında çok ufak, öz, yan öz şekilli kristaller şeklinde çok az miktarda izlenmektedir. Bunlardan birkaçının üzerinde yapılan mikroprob analiz sonuçlan Çizelge 2c de verilmiştir.
Apatit.— Çok az miktarda, ufak taneli, öz, yan öz şekilli kristaller şeklinde, çoğunlukla silikatlar içerisinde izlenmektedir (Levha III, şek.2).
Bu mineralin mikroprob analiz sonuçlan Çizelge 2b de verilmiştir. Bu analiz sonucuna göre bunların klorapatit türünde oldukları görülmektedir.
Cevher mineralleri
Kamasit.— Parlak kesit yüzeyinin yaklaşık %15-20 sini oluşturmaktadır. Genellikle silikatların aralarını dolduran kamasitler öz şekilsiz taneler şeklindedir. İskelet şekilli, dallı budaklı kamasit tanelerinin boyutları en fazla 1.5-2 mm kadardır (Levha I, şek.3). Aynca birkaç mikron boyutlarına kadar inen çok ufak kamasit tanecikleri de izlenmektedir. Bunlar silikatlar içerisinde yer yer öz şekilli, ufak taneli, bazen yuvarlağımsı elipsoidal veya kürecikler şeklinde bulunmaktadır (Levha I, şek.2). Bunun dışında bazen taenit taneleri içerisinde çok ufak, öz şekilsiz kamasit tanecikleri de bulunmaktadır.
Kamasit taneleri içerisinde kromit, troilit, ilmenit, olivin ve ortopiroksen kapanımları yanında, yer yer de yuvarlağımsı ufak boşluklar gözlenmektedir (Levha I, şek.4). Kamasit içerisindeki troilit bazen çok güzel kürecikler şeklindedir. Bunların içerisinde yer yer ufak öz şekilli ilmenit kristalleri bulunmaktadır (Levha I, şek.5). Kamasit taenit tarafından belirgin bir şekilde ornatılmakta, kendisi ise kromit, ilmenit, olivin, ortopiroksen, troilit ve kalkopirotini ornatmaktadır.
Kamasit üzerinde yapılan mikroprob inceleme sonuçlan Çizelge 3a da verilmiştir. Bu çizelgede izlendiği gibi demir, nikel ile birlikte kamasitin ana metallerini oluşturmaktadır.
Troilit.— Şeyhhalil meteoritinin içerisinde kamasitten sonra en fazla izlenen opak mineraldir. Troilit doğada izlenen lamelli yapılı heksagonal pirotine büyük bir benzerlik göstermektedir. Pirotinlerde olduğu gibi çoğunlukla paralel bitişik lameller içermektedir. Bu durumda genellikle öz şekilli troilitler, tanecikler şeklinde silikatların aralarında dilinim boşluklarında ve içlerinde dikdörtgen, kare, altıgen şekilli kristaller oluşturmaktadır. Bazı taenit tanelerinin içerisinde de, çoğunlukla öz şekilsiz ufak troilit taneleri bulunmaktadır. Bunlar taenit tarafından ornatılan troilitlerin, taenit içerisinde kalan artıkları gibidir (Levha I, şek.6). Bu troilit taneleri bazen de taenitle birlikte mirmekitik büyümelere benzer dokular oluşturmaktadır. Çok seyrek de olsa, bazen troilit içerisinde çok ufak çubuk ve damla şeklinde taenit tanecikleri gözlenmektedir. Troilit, kamasit ve taenitle çoğunlukla düzgün sınırlarla kenetli taneler oluşturmaktadır.
Kromit.— Kromit, Şeyhhalil meteoritinin içerisinde ultrabazik kayaçlarda bulunan miktara yakın bir oranda izlenmektedir. Bunlar çok değişik tane iriliklerinde olup, en iri kromit tanesi 420x170 mikron boyutundadır. İri taneli kromitler çoğunlukla öz şekilsiz ve iskeletler şeklindedir. Çok seyrek izlenen öz şekilli kromit tanelerinin en irisinin boyutları 210x175 mikron olarak ölçülmüştür (Levha II, şek.l). Ufak taneli kromitlere çok sık rastlanmaktadır. Bunlar yer yer olivin ve ortopiroksenler arasında bulunmakta aynca bunlann içerisinde topluluklar oluşturmaktadır (Levha II, şek.2). Silikatların dilinimleri boyunca sıralanan ufak kromit tanelerinin büyük bir kısmı öz şekillidir. Kromit, bazen de olivin ve ortopiroksen dilinimlerine yerleşmiş ince damarcık ve çubukçuklar oluşturmaktadır (Levha II, şek.3).
Kromit; olivin ve piroksenlerden genç, diğer silikat ve opak minerallerinden yaşlıdır. İri taneli kromitlerin içerisinde olivin ve ortopiroksen kapanımları bulunmakta, kendisi ise daha sonra oluşmuş mineraller içerisinde kapanımlar meydana getirmektedir.
Kromitler üzerinde yapılan mikroprob analiz sonuçlan Çizelge 2a da verilmiştir. Buna göre kromitlerin demir ve alüminyum içeriği bakımından zengin oldukları görülmektedir.
Taenit.— Çok az miktarda, ufak taneler şeklinde izlenmektedir. Çoğunlukla troilit, kalkopirotinle kenetli bulunan veya gang mineralleri arasında yer alan taenitler, öz, yan öz şekillidirler. Kamasit ile kenetli taenit ise bunları yer yer dıştan saran kuşakçıklar şeklindedir (Levha II, şek.4). Taenit yer yer troilit, kamasit ve nabit bakır tanecikleri içermektedir. Bu durumda troilitin taenit tarafından belirgin bir şekilde ornatıldığı gözlenmektedir. Ayrıca taenit bazen kamasit tanelerini kenar ve köşeleri boyunca ornatarak oluşmuştur. Bu tür taenit içerisinde de yer yer çok ufak demir artıkları izlenmektedir. Bu şekilde oluşan taenitlerin bileşimindeki demirin bir kısmını kamasitten aldığı düşünülmektedir.
Taenitin mikroprob incelemeleri ile ana bileşiklerinin Ni ve Fe olduğu, bunların yanında + miktarda da Co, Cr, Ti, P ve S içerdiği saptanmıştır (Çizelge 3b).
Kalkopirotin.— Eser miktarda, ufak, kısmen öz şekilsiz, kısmen de poligonal tanecikler şeklinde izlenmektedir. Bunlann en iri tanesinin büyüklüğü 250 mikron kadardır. İlk bakışta kalkopirotinler troilite büyük benzerlikler göstermektedir. Ayrıntılı olarak incelendiğinde, troilitlerin yüksek anizotropi özelliği gösterdiği, buna karşın kalkopirotinlerin izotrop oldukları, aynca troilite göre daha yumuşak oldukları, güderi şansı bir renk tonu gösterdikleri ve kısa sürede oksitlendikleri izlenmiştir. Troilitle kenetli olduğunda kalkopirotinin bu farklı özellikleri çok daha iyi izlenmektedir.
Kalkopirotin troilitle aynı zamanda oluşmuş ve daha genç taenit tarafından yer yer ornatılmaktadır. Bu mineraller taenit tarafından omatıldığı zaman, genellikle taenit-kalkopirotin sınırında nabit bakır oluşmaktadır (Levha II, şek.5).
İlmenit-rutil— Birlikte ve eser miktarda izlenen minerallerdir. İki ayrı parlak kesitte ancak üç adet ilmenit tanesi gözlenmiştir. Bunlardan biri ve en iri taneli olanı rutil ile kenetlidir. İlmenit öz, yan öz şekillidir. İri olan tane yaklaşık 140x 80 mikron boyutundadır ve bir kenan boyunca kamasitle kenetlidir. Diğer bir kenan boyunca da ince bir şerit halinde rutile dönüşmüştür (Levha II, şek.6). Büyük bir olasılıkla bu mineral daha genç olan kamasitle reaksiyona girmiş ve ona Fe vererek ince bir şerit boyunca rutile dönüşmüştür. Aynca Levha II, şekil 6 da görüldüğü gibi ilmenit içerisinde çok ince iki-üç mikron eninde bir rutil lamelciği bulunmaktadır. Aynca kamasit, kromit, silikatlar ve troilitle kenetli iki tanecik daha görülmüştür. Kromitle düzgün bir kenar boyunca kenetli olan tane 72x10 mikron boyutundadır. Bu ilmenit tanesi içerisinde de rutil lamelciği bulunmaktadır. Bu tanenin bir kenan kamasit, diğer iki kenan olivin ve troilitle kenetlidir. Troilit ve kamasit ilmenitten sonra, olivin ve kromitten daha önce oluşmuşlardır. Aynca kamasit içerisinde bulunan bir troilit+silikatlar küreciği içerisinde de çok ufak 80x40 mikron boyutunda öz şekilli bir ilmenit kristali izlenmiştir.
Nabit bakır.— Eser miktarda ve çok ufak tanecikler şeklinde bulunmaktadır. Çoğunlukla taenit ve kamasitin, kalkopirotin ve troilitin sınırlarında izlenmektedir (Levha III, şek.l). Aynca taenit ve kamasit içerisinde çok ufak nabit bakır tanecikleri de gözlenmiştir. Nabit bakır çoğunlukla bünyesinde bakır bulunduran kalkopirotinin daha genç taenit ve kamasit tarafından ornatılması sonucu açığa çıkmıştır. Taenit ve kamasit kalkopirotinin demir içeriğini alıp, kendi bileşiminde kullanmış, geriye bakır kalmıştır. Nabit bakırın mikroprob analiz sonuçlan Çizelge 2e de verilmiştir. Analizlerde nabit bakırın çok az Fe ve Ni içerdiği izlenmektedir.
Limonit.— Eser miktarda ve çok ufak tanecikler şeklinde bulunmaktadır. Birkaç limonit taneciği götite benzediği, ancak bir limonit tanesinde götitle birlikte eser miktarda lepidokrosit bulunduğu gözlenmiştir. Limonit büyük bir olasılıkla atmosfer koşullarında demir içerikli sülfitli ve nikelli demirin ayrışma-bozuşma ürünüdür. Belki de meteoritin ancak dış kesimlerinde bulunan bir mineraldir.
Makinavit.— Eser miktarda ve iki ayrı şekilde bulunmaktadır. Bunlardan biri taenitin çok seyrek izlenen dilinimleri içerisinde, diğeri ise kalkopirotin ve troilit kristalleri arasında gözlenmektedir. Her iki tane de çok ufaktır.
AĞRI METEORİTİ
Ağrı meteoriti, Ağrı ili sınırlan içerisindeki Akyumak yöresinde 1981 yılı içerisinde bulunmuş ve bir askeri birlik komutanına teslim edilmiştir. Bu komutan da meteoriti o dönem 8.Kolordu Komutanı Sabri Deliç'e vermiş- tir. Komutan da bu meteoriti zamanın Fırat üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Temizer'e vermiştir. Ağırlığı yaklaşık 18 kg olan bu meteoritten incelenmek üzere fazlaca miktarda parça alınmasından dolayı, bugün geriye ancak 7.980 kg hk bir bölümü kalmıştır (Kaynak, 1984; Ceylan, 1987). Kalan bölümü Fırat Üniversitesinde sergilenen Ağrı meteoritine ait ufak bir parçası da MTA Tabiat Tarihi Müzesinde bulunmaktadır.
Ağrı meteoriti, demir meteoritleri sınıflamasına göre "oktahedrit" grubuna girmektedir (Fritz. 1957; Jung. 1960).
MİNERALOJİSİ
Ağrı meteoritinin mikroskopik incelenmesi sonucu demir içerisinde yer yer az miktarda troilit kapanımları içerdiği görülmüştür. Meteoriti oluşturan ana cevher minerali ise nikelli demirdir.
Nikelli demir.— Mikroskop altında üç ayrı nikelli demir alaşımının kendi aralarında lamelli bir sistem oluş- turduğu görülmektedir (Levha III, şek.3). Bunlardan biri mavimsi-çelik grisi renk tonunda, parlak beyaz renklidir. Bu tür demir, mm lerce kalınlıkta, bir inşaatın duvarlarını ayakta tutan kiriş, direk ve hatıllar şeklinde görülmektedir. Meteoritin bu kesimi az Ni içermekte ve Jung'a (1960) göre "kamasit" olarak adlandırılmaktadır. Heksahedritler de bu bileşimdeki demirden oluşmaktadır. Bu kamasit kirişlerini ince kuşakçıklar şeklinde saran nikelce zengin ışık şansı, gümüş parlaklığındaki demir ince bantlar oluşturmakta ve "taenit" olarak adlandırılmaktadır. Kamasit kirişlerinin arasını dolduran demir türü ise kamasitten daha açık mavimsi-grimsi tonludur. Bu demir türü yine Jung (1960) tarafından "plessit" olarak adlandırılmıştır. Plessit en son oluşan demir türü olup, kamasit ve taenitin iç içe büyümeleri sonucu oluşmuştur. Demir içerisinde çok az miktarda ve bazen sıralanmış ufak boşluklar bulunmaktadır.
Troilit.— Demir içerisinde yer yer boyutları 1.5-2 mm ye varan büyüklükte kristal topluluktan oluşturmaktadır. Değişik şekiller gösteren bu troilit alanlarında genellikle paralel lamelli (heksagonal, levha şekilli kesitler) dokular izlenmektedir. Bu paralel lamelli troilit çubukları içerisinde değişik yönlerde uzanan, ince ve kısa lameller bulunmaktadır. Lamellerin kalınlık ve uzunluktan değişmekte; bazıları da sivri iğne şekiller göstermektedir. Bunlar birbirlerini değişik açılarda kesmekte olup, muhtemelen, heksagonal cevher minerallerinde sıkça izlenen, basınç ikizlerine karşılık gelmektedir. Troilit aynca belirgin kataklastik yapı göstermektedir. Troilitin bu basınç ikizleri ve kataklastik yapısı, me teori tin yere çarpması sonucu oluşmuştur.
BURSA METEORİTİ
Bursa meteoritinin hangi yörede ve kim tarafından bulunduğu bilinememektedir. Gerek meteoritteki kamasit, troilit ve taenit gibi demir içerikli minerallerin kenarları boyunca limonite dönüşmüş olmaları ve bu mineral tarafından yer yer bir kuşak gibi sarılmaları, aynca numunenin çatlak ve boşluktan ile kristal tanelerinin ara ve dilinimlerinde limonit bulunması, meteoritin yeryüzüne düştükten sonra bir süre dış etkenlerin altında kaldığını göstermektedir.
MİNERALOJİSİ
Bursa meteoriti, mineral bileşimi, yapı ve dokusu bakımından Şeyhhalil me teoritine benzerlik göstermektedir. Şeyhhalil meteoritinden farklı olarak sünger yapılı boşluklar içermemektedir.
Bursa meteoritinin parlak kesitlerinde %75-SO silikat, %20-25 cevher mineralleri bulunmaktadır. Bursa meteoritinin silikat mineralleri Şeyhhalil meteoritine göre çok fazla, cevher mineralleri ise biraz daha azdır. Buradaki silikatlar çoğunluk sırasına göre; ortopiroksen, olivin ve az plajiyoklazlardan oluşmaktadır. Cevher mineralleri ise kamasit, troilit, limonit, taenit, kromit, nabit bakır, ilmenit ve makinavittir.
Ortopiroksen. - Olivinden sonra oluşmuş en yaşh mineraldir. Bu nedenle cevher mineralleri tarafından ornatılmaktadır. Değişik irilikte kristallerden meydana gelmiş olan ortopiroksenlerin en irileri 0.3-0.4 mm en ve 1-1.3 mm boylu prizmatik şekillidir. Bu kristallerin bir kısmı anı soğuma dolayısıyle ufak iskelet ve çubuklar şeklindedir.
Ortopiroksen kristalleri yer yer kenar, dilinim ve çatlaktan boyunca kısmen serpantinleşmiştir. Optik özellikleri bakımından Şeyhhalil meteoritlerine ait ortopiroksenlere büyük benzerlik göstermektedirler. Ancak bunlarda serpantinleşme biraz daha fazladır. Ortopiroksenlerin serpantinleşmeleri esnasında opaklaşmanın olmaması, bunlann magnezyumca zengin olduklarına işaret etmektedir.
Olivin.— Çoğunlukla ufak, öz ve yan öz şekilli kristallerden oluşmaktadır. Olivin kristalleri kenar, çatlak ve kırıkları boyunca kısmen serpantinleşmişlerdir. Bursa meteoritinin olivinleri Şeyhhalil meteoritindekilere göre çok daha fazla serpantinleşme göstermektedir. Serpantinleşme sonucu opaklaşma olmaması, Bursa meteoritine ait olivinlerin "fosterit" bileşimine yakın olduklarını göstermektedir.
Plajiyoklaz.— Olivin ve ortopiroksenler arasında az miktarda izlenmektedir. Genellikle bu minerallerden sonra oluşan plajiyoklazlar çok ufak kristallidir. Bazen kenar ve dilinimleri boyunca, bazen de tamamen killeşmiş ve serisitleşmişlerdir.
Kamasit.— Parlak kesit yüzeyinin yaklaşık toplam %10-12 lik bir alanını kapsamaktadır. Değişik tane iriliklerinde olan kamasitin iri taneli olanları silikatların aralarında dallı budaklı yapılarda izlenmektedir. Bu tanelerin boylan bazen 1.5-2 mm yi bulmaktadır. Aynca mikron mertebesine inen ufak kamasit tanecikleri de bulunmaktadır. Aynca demirin çok az bir kısmı da taenit içerisinde gözlenmektedir. Bunlar çok ufak iskelet ve yuvarlağımsı tanecikler şeklindedir. Kamasit bazen kenar ve köşeleri boyunca taenit tarafından ornatılmıştır. Bu tür taenitler içerisinde kamasit artıkları kalmıştır. Bazı kamasit taneleri içerisinde de çok ufak olivin, ortopiroksen, kromit, ilmenit, troilit kapanımlan ile boşluklar izlenmektedir. Kamasit taneleri (özellikle iri taneli olanları) yer yer kenar ve köşeleri boyunca limonite dönüşmüştür.
Troilit.— Parlak kesit yüzeyinin yaklaşık %7-8 lık bir alanını kapsamaktadır. Bunlar değişik tane iriliklerinde olup, en iri troilit kristal topluluğunun boyu 1-1.2 mm yi bulmaktadır. Genellikle olivin ve ortopiroksenlerin aralannı doldurmaktadır. İri taneli troilitler paralel lamelli çubuklardan (levha kesiti) oluşmaktadır. İçerisinde bu minerallerin kapanımları bulunmaktadır. Aynca bazen çok ufak öz şekilli taenit tanecikleri içermektedir. Troilit çok seyrek olarak da ortopiroksen ve olivin çatlaklarını ve aralarını dolduran ince damarcıklar oluşturmaktadır. Troilit içerisinde yer yer değişik doğrultularda uzanan ince ikiz lamelleri gözlenmektedir. Birbirlerini kesen bu lamellerin, meteoritin yeryüzüne çarpması sonucu oluşan basınç lamelleri olabileceği düşünülmektedir. Troilit taneleri yer yer yüzeysel aynşma-bozuşma sonucu kenarları boyunca çok az ve seyrek olarak limonite (götit) dönüş- müşlerdir.
Limonit.— İki ayrı türde ve az miktarda izlenmektedir. Birinci türde; kamasit, troilit ve çok seyrek olarak taenitin yüzeysel ayrışmaları sonucu oluşmuşlardır. Bu mineralleri kenar ve dilinimleri boyunca psödomorf olarak ornatmaktadır. Bu tür limonitler koyu kahverengimsi tonlu gri renklidir. Diğer limonit türü ise götit modifikasyonu şeklinde, yer yer meteoritin boşluk, çatlak, diğer mineralleri ara ve dilinimlerini doldurmaktadır. Bu tür limonitlerde demir bileşimli mineral ve alaşımların dönüşüm ürünüdür.
Taenit.— Çok az miktarda ve iki ayrı türde izlenmektedir. Birinci türde taenit kamasiti kenar ve köşeleri boyunca ince bir kuşak şeklinde sarmakta ve onu ornatarak oluşmaktadır. Bu tür taenitler içerisinde yer yer nikelli demir artıkları izlenmektedir. Bu artıklar genellikle çok ufak, iskelet, yuvarlak tane ve paralel çubukçuklar şeklindedir. Bu tür taenit bazen ince bir damar şeklinde nikelli demir tanelerini kesmektedir. İkinci tür taenit ise troilit le kenetli ve onu ornatır şekilde izlenmektedir. Bu tür taenit taneleri çoğunlukla yan öz şekillidir. En iri taneleri 150-200 mikron boyutunda olan bu tür taenitler içerisinde troilit, kamasit ve nabit bakır tanecikleri bulunmaktadır. Bazı toilit taneleri bazen taenitle mirmekitik büyüme benzeri bir doku göstermektedir.
Kromit.— Çok az miktarda ve değişik kristal iriliklerinde izlenmektedir. Çoğunlukla öz ve yan öz şekillidir. Bazen de olivinle ortopiroksenlerin ara ve dilinimlerinde öz şekilsiz iskelet ve ince damarcıklar oluşturmaktadır. En iri kromit tanesi 150x150 mikron boyundadır. Bu iri taneli kromitler içerisinde çok ufak olivin kapanımları bulunmaktadır. Aynca çok ufak tane topluluktan şeklinde bulunan kromitler de gözlenmektedir. Bunlann aralannı ise serpantin doldurmuştur.
İlmenit.— Eser miktarda, çok ufak, öz, yan öz şekilli kristaller oluşturmaktadır. En iri taneli ilmenit kristalinin boyu 70x80 mikron kadardır. İlmenit kristalleri değişik yönlerde uzanan polisentetik ikiz lamelleri içermektedir. Bu lamellerde büyük bir olasılıkla meteoritin yeryüzüne çarpması sonucu oluşmuşlardır.
Nabit bakır.— Eser miktarda ve taenit-troilit dokanaklarında izlenen çok ince şeritlerden meydana gelmişlerdir. Bazen de çok ufak tanecikler şeklinde taenit içerisinde yer alırlar.
Makinavit.— Eser miktarda, mikron mertebesinde, ufak tanecikler şeklinde, troilit kristalleri arasında veya içerisinde izlenmektedir. Aynca taenitin silikatlarla olan dokanaklarında ve içlerinde, kılcal damarcıklar şeklinde gözlenmektedir.
SONUÇLAR
Bu çalışmada Türkiye'nin değişik yerlerine, değişik tarihlerde düşen üç adet meteoritin numuneleri incelenerek, mineralojik bileşimleri saptanmaya çalışılmıştır. Bunlardan Şeyhhalil me teori ti (Sivas/Yıldızeli), mikroprob analizleri dahil ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Ağrı ve Bursa meteoritlerinin incelenmesi ise ancak MTA Tabiat Tarihi Müzesinin sergilediği ufak numunelerin parlatılan bir yüzeylerinin incelenmesi şeklinde yapılabilmiştir. Bu iki meteoritin mineralleri mikroprobla incelenememiştir.
İncelenen üç meteoritten Ağrı meteoriti oktaheder" türü bir meteorittir. Şeyhhalil meteoriti ise silikat minerallerinin fazla, buna karşın nikelli demir ve diğer cevher minerallerinin az olduğu, kayaç ve demir meteoritler arasında geçiş oluşturan "siderolit" türüdür. Bursa meteoriti, içerisinde nikelli demir ve diğer cevher minerallerinin daha az olması nedeniyle siderolit veya kondritlerin H5, H6 grubuna girebilir. Bunlardan Şeyhhalil meteoriti boşluklar içeren sünger yapılıdır. Bu meteoritte, Bursa me teori tinde izlenmeyen merrilit, kalkopirotin, rutil ve apatit gibi mineraller bulunmaktadır. Buna karşın Bursa meteoritinde ise ortopiroksen ve olivin mineralleri çok daha fazla serpantinleşmiş ve talklaşmıştır. Yer yer bu minerallerin %15-20 sinin serpantin ve talka dönüştüğü gözlenmektedir. Bursa meteoriti yeryüzüne düştükten sonra, bulunduğu 1948 tarihine kadar dış etkilere maruz kalmış ve bunun sonucu kamasit, taenit ve troilit kısmen limonite dönüşmüştür. Bursa meteoritinde boşluk bulunmadığı için, yeryüzüne çarpma sonucu heksagonal kristal sistemindeki troilit ve İlmenitte basınç ikizleri oluşmuş- tur. Halbuki sünger yapılı Şeyhhalil meteoriti içerisindeki bu mineraller, boşluklarından dolayı Bursa meteoritinde olduğu gibi çarpmadan dolayı bu derece etkilenmemiştir.
Şeyhhalil ve Bursa meteoritleri içerisinde ani soğumadan dolayı cüruf ve bazı bazaltlarda izlenen iskeletdoku gözlenmektedir. Doğada bu bileşimdeki ultrabazik kayaçlarda, meteoritlerde gözlenen, ani soğumalardan oluşan iskelet dokuları bulunmamaktadır. Anî soğumaların bu derece etkili olması şüphesiz meteoritlerin ufak kütleleriyle yakından ilgilidir.
KATKI BELİRTME Şeyhhalil meteoriti parçası Sayın Tahsin özer ve Ali Demir; Ağrı ve Bursa meteoritlerinin numuneleri ise Sayın Ergün Kaptan tarafından verilmiştir. Sayın Sancar Ozaner meteoritler hakkındaki engin genel ve teorik bilgileriyle tartışmalarımıza katılmıştır. Şeyhhalil meteoritinin minerallerinin mikroprobla incelenmeleri, Sayın Noriyuki Fujii yardımıyla Japonya'da, Tokyo üniversitesinde Sayın Hiroko Nagahara tarafından gerçekleştirilmiştir. Sayın Doç.Dr. Ergüzel Bingöl ise çalışmanın redaksiyonunda yardımcı olmuştur. Tüm bu elemanlara teşekkür ederiz.
Yayına verildiği tarih, 18 Ocak 1990
DEĞİNİLEN BELGELER